Ezel mi? Aşk-ı Memnu mu? Yaprak Dökümü mü? Sizce bizim toplumumuza hangisi daha zararlı. Ben yaşadığım süre içerisinde her Anadolu insanı Türklerin aile yapısıyla gurur duyar. Etrafımıza ahlak ve ahlaklı yaşam dersleri veririz bulduğumuz ilk fırsatta. Peki biz izlediğimiz, reyting rekorları kıran dizileri seçerken aynı ahlakı neden gösteremiyoruz. Çünkü, söze gelince biz yapmayız ama yapanı da izleriz. Her ne kadar onaylamasak da çevremizde gördüğümüz ahlaksızlıklara seyirci kalmayı, daha sonra dedikodusunu yapmayı tercih etmez miyiz?
Ülkemizin önde gelen aydınlarına bu konuyu sorun hepsi birden ayağa kalkar ve yozlaşıyoruz çığlıkları atarlar. Ama nedense yozlaşmanın başladığı yerin kendilerinin de içinde bulunduğu medya, magazin ve İstanbul’un sözde popüler yaşam alanları değil mi?
Geçen haftasonu İstanbul’un gözde mekanı Bağdat Caddesinden geçiyordum. Malum, her zaman olduğu gibi Bağdat Caddesi trafiği yine sıkışık. Bende bunu fırsat bilerek kaldırımlarda yürüyen insanları izliyorum aracımın camından. Cadde boyunca kaldırımda yürüyen veya duran ne kadar lise veya ortaokul öğrencisi kız varsa hepsinin ayağında boyu bir karış olan siyah etekler vardı. Üstlerinde beyaz gömlekler. Etraflarında yaşça kendilerinden büyük oldukları her hallerinden belli olan erkekler. Giydiğimiz kıyafetlerimizin etrafımızdaki insanlarda bırakabileceği intibanın önemini kavrayamamış gençlerimiz veya onlara öğretemeyen ebeveynlerimizi kim, nasıl eğitecek? Son zamanların moda sözü mahalle baskısı da artık bu tür popüler mekanlarda yok.
Peki otokontrolü nasıl sağlayacağız? Diziler ile mi? Sözde Türk dizileri olan ezel, aşk-ı memnu ve yaprak dökümünde durum ne? Son dönemde hemen her yazılı ve görsel basında aşk-ı memnu dizisinin bilmem hangi ülkede infial yarattığı, bilmem hangi ülkede izlenmesinin yasaklandığı vs. haberler yer almaktadır. Hani herkes tutturdu ya Aşk-ı Memnu şöyle kötü, böyle zararlı. Peki, herkes karşıyken bu kadar reytingi nasıl oluyor da alıyor ve izlenme rekorları kırıyor. Nesini bu kadar eleştiriyorlar anlamıyorum. Behlül yengesiyle beraber. Ortada eşi ve yeğeni tarafından aldatılan bir koca var.
Yaprak Dökümü dizisi de bir başka eleştiri konusu. Neymiş efendim bir kız eniştesini baştan çıkarır mıymış vs. bizim özlü sözlerimiz yok mu konu ile ilgili, tabiî ki var mesela Baldız baldan tatlıdır(Ne demekse), Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü? Gibi. Bunlar zaten yaşantımızda olan şeyler değil mi? Neden tepki gösteriyoruz bu kadar?
Ezel dizisini bu konuda eleştiren yok. Bence asıl yozlaşma tehlikesi bu dizide. Çünkü ezel delikanlı, dürüst, yardımsever, vs. vs. diğer karakter Ramiz dayı ise başka alem. Evlatlarına kıyabilen bir baba, gayrimeşru işler ve gayrimeşru ilişkiler içinde yaşlı bir adam. Hele ki bir süre dizide konusu geçen bir Hasan Sabbah hikayesi var ki anlaşılmaz bir şekilde sürekli gündemde tutulmaya çalışıldı. Hasan Sabbah müridlerine sahte cennet ve sahte huriler vaat ederek (ki bunu uyuşturucu ile yaptığı iddia ediliyor) ölüme gönderen sahtekar bir kişilik. Ezel dizisinde bu tür konular işlenirken esas oğlanın (Ezel) dizide evli bir kadının peşinden koşması, bütün hayatını o kadın için yeniden kurgulaması unutuluyor nedense. Ezel intikam mı alıyor? Hayır, bence Ezel evli ve çocuklu bir kadının peşinden koşuyor. Olay bu.
Ben burada dizileri eleştirirken aslında yozlaşmanın nerede başlayıp, nerelere doğru gittiğini göstermek amacındayım. Hepimiz şikayet ediyoruz ama biraz da içimizden kıs kıs gülüyoruz.
Unutmayın nasıl yaşıyorsanız öyle yönetilirsiniz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder