27 Mayıs 2010 Perşembe

geçmişten gelen bitki dünyasının sırları

İnsanoğlu yaşamını sürdürebilmek için kürler ve hayvansal ürünlerden beslenmekte, bu ürünlerlerden temin ettiği enerji ile vucut fonksiyonlarını gerçekleştirerek yeryüzündeki yaşama adepte olabilmektedir.

Gerek kullandığımız besin maddelerinden kaynaklı gerekse yaşadıgımız habitatatta bizimle birlikte varlıgını devam ettirebilen milyarlarca zararlı mikro organizmanın etkisine maruz kalarak bu etkilerle fonksiyonları sonlanabilen, bir o kadarda bu etkilerden kendini koruyabilecek bir yapısı olan insan anatomisi, zamanın her döneminde genetik yapısında muhafaza edebildigi genetik şifreleri binlerce yıldır nesilden nesile aktararak yaşam sürecinde kendisi için gerekli savunma sistemlerini kurmayı başarabilmiş bu sayede yaşamda kendisine biçilen rolde kalmayı başarmıştır.

Değişen çevre koşulları zamanın her döneminde kendine has yaşanan tabiat olaylarına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar zaman zaman insan varlığını tehdit eder olmuş buna bağlı olarak varlığını devam ettirmek isteyen uyğarlıgımız bu büyük mucadelede tabiattan kaynaklanan bu tehtidleri yine tabiatın içinde arayarak bertaraf erme yoluna gitmiştir.

Bu bağlamda bitkiler bizler için bir araştırma konusu olmuş, hastalıkların tedavisinde bir araç olmanın yanı sıra kullanımlarında ortaya çıkan sonuçlarla bakım malzemesi ve çeşitli endüstri ürünlerinde hammadde kaynağı olarak belirlenmiştir.

Anadolu, Çin, Hindistan, Mısır gibi eski ve köklü uygarlıklar bitkilerden sağladıkları faydaları sonraki nesillere bırakmak amacıyla çeşitli şifalı bitkiler hazırlamışlardır. bu faydalı bitkiler sayesinde o dönemde yaşanılan sağlık sorunlarının çoğu günümüzde tamamıyla ortadan kalkmış ve değişen yaşam koşulunda ortaya cıkan yeni hastalıkların tedavisinde bitki dünyası nın sırlarının araştırılması gerekliliğini ispatlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder