4 Eylül 2010 Cumartesi

Ankilozan spondilit hastalığı nedir belirtileri nelerdir

Ankilozan spondilit hastalığı

Ankilozan spondilit nedir?

Spondilit kelimesi belkemiğinin (omurga) inflamasyonu anlamına gelir; ankiloz kelimesi ise iki kemiğin kaynaşarak tek bir kemik haline gelmesi anlamına gelir. Birlikte alındığında ankilozan spondilit ifadesi; kronik, sakroiliak eklemin (omurga ile leğen kemiği arasındaki eklem) romatizmal hastalığını ifade eder, ancak diğer omurga kemikleri de iltihaplı eklemlerle kaynaşma gösterebilir (özellikle alt omurga kemikleri). Ankilozan spondilit, spondiloartropatiler adı verilen hastalıklar grubuna dahildir. Oldukça nadir görülmesine rağmen ankilozan spondilit son derece önemli bir hastalıktır, çünkü genelde başka her hangi bir sağlık problemi olmayan genç erkeklerde gözlenir.Ankilozan spondilit, omurga ve leğen kemiğindeki eklemleri tutan, özellikle bel bölgesinde hareket kısıtlılığı yapan, kronik (süregen) bir romatizmal hastalıktır. Omurganın hareketini sağlayan eklem ve bağlarda gelişen iltihap sonucunda, eklem ya da kemikler hareketlerini yitirecek şekilde birbirleri ile kaynaşabilir. Omurga dışında kalça, diz ve ayak eklemlerinde de iltihaplanma görülebileceği gibi az sayıda hastada çeşitli organ bulguları gözlenebilir.

Hastalık gövde, sırt, boyun, kalça, kaburga ve omuzlarda ağrı ve sertliklere (spazmlar) neden olur. Omurgalar ve omurgaları destekleyen yapılar kasıldığından dolayı (sertleşme), ankilozan spondilitli hastalarda öne eğik durma eğilimi meydana gelir. Zamanla tedavi edilmeyen hastaların omurgaları birbiri ile kaynaşır ve tek bir kemik gibi görünür; son derece sert ve katılaşmış bir omurga meydana gelir. Bu durum kolların ve göğüsün hareketlerini engelleyebilir.

Ankilozan spondilitiniz varsa özellikle sabahları ve bir süre hareketsizlik sonrası, genelde belinizde ağrı veya sertlik hissedebilirsiniz. Ağrılar genelde sakroiliak eklemde başlar ve gittikçe yukarı doğru ilerleyerek boyun omurlarını etkiler. Diz ve ayak bileği eklemleri de etkilenebilmekle birlikte genelde omurgalar dışında tutulan eklem sayısı 3 veya 4 ü geçmez. Egzersiz yapmak sertleşmeleri azaltır, bu nedenle düzenli egzersiz yapmayan ankilozan spondilitli hastalar gittikçe kötüleşir. Kaburgalarla, kaburga eklemleri de hastalıktan etkilenebileceğinden dolayı, hastalar derin nefes alırken veya öksürürken rahatsız olurlar-zorlanırlar.

Şikayetleriniz azalma ve artışlar gösterebilir, ancak hastalık kronik ve ilerleyicidir. Omurga civarındaki kemikler, eklemler ve diskler hasara uğrar ve kaynaşır, bu nedenle aralıklar daralır. Kemiklerde sindesmofit adı verilen çıkıntılar sıklıkla meydana gelir. Bu durumda hareketler sırasında aşırı bir ağrı meydana gelir. Bel bölgesindeki ağrı ve sertlikler yürüme problemlerine neden olabilir. Ancak çoğu durumda hastalık hafif seyreder ve genelde hastalık başladıktan yıllar sonra tanı konur. Çok nadiren kalp, akciğerler ve gözler hastalıktan etkilenebilir ve bu durumda ciddi bir tablo ortaya çıkar.

Ankilozan spondilitin nedeni bilinmiyor. Ancak genetik (kalıtımsal) faktörlerin etkili olduğunu gösteren bulgular bulunmaktadır. Hastalık en sık 20-40 yaşları arasında ortaya çıkıyor, bununla birlikte 10 yaşın altında bile görülebiliyor. Hastalık 10.000 de bir kişide ve genelde erkeklerde gözlenir. Erkeklerde kadınlardan 10 kat daha fazladır.

Hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir. Ciddi tutulumu olan hastalarda omurganın hareketlerini tamamen kısıtlayabilir. Buna karşın, sadece sabahları olan hareket tutukluğu ya da bel ağrısı dışında hiç bir yakınması olmayan hastalar da görülebilir. Omurgayı etkileyen romatizmalar spondiloartritler olarak isimlendirilmektedir. Ankilozan spondilit dışında, sedef hastalığının, iltihabi barsak hastalıklarının ve Reiter sendromunun da omurgada iltihaplanma yapabildiği bilinmektedir.

Ankilozan spondilit erkeklerde kadınlardan 2-3 kat daha sık görülür ve genellikle erken yaşlarda (16-35 yaş) başlar.
Ankilozan Spondilitin nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Hastalığın nedenleri arasında kalıtımsal faktörlerin önemli bir yeri vardır. Belirli bir doku grubunu (HLA-B27) taşıyanlarda bu hastalığın gelişme riski belirgin olarak artmaktadır. Yine de HLA-B27 doku grubunu taşıyan herkesde hastalık gelişecek diye bir kural yoktur. Kalıtımsal nedenler dışında başta mikroplar olmak üzere çeşitli çevresel faktörlerin de hastalığın gelişimine katkısının olduğu düşünülmektedir.

Bel bölgesinde genellikle 3 aydan daha uzun süren ağrı ve hareket kısıtlanması her zaman ankilozan spondiliti akla getirmelidir. Bel ağrısı özellikle istirahat döneminde belirgindir. Hasta gece ya da sabah ağrı ve hareket kısıtlılığı ile uyanabilir ve hareketle bel ağrısı ve tutukluluk azalır. Çoğu hastada belirtiler, omurganın bel bölgesinde başlamakla beraber bazı hastalarda sırt ve boyun ağrıları da gözlenebilir. Bazen de kaburgaları omurgalara ve göğüs kafesine bağlayan eklemlerde tutulum olabilir. Bu durumda hastada nefes alırken göğüs kafesinin genişlemesinde azalma gözlenebilir. Ayrıca omuz, kalça ve ayak eklemlerinde de tutulum görülebilir. Çoğu hastada topuklarda ağrı ve sert yüzeye basamama gibi yakınmalar olabilir. Bazı hastalarda genellikle tek gözde tekrarlayan iltihaplanmalar gözlenebilir. Gözde kızarıklık ve ışıktan rahatsız olma ve bulanık görmeye yol açabilen bu rahatsızlığa “ön üveit” ismi verilmektedir. Sistemik bir hastalık olduğundan aktif dönemde ateş, iştah azalması ve yorgunluk da görülebilir. Ankilozan spondilit kadınlarda genellikle daha hafif ve farklı seyredebilir.

Laboratuvar testlerinde sedimentasyon hızı yüksek olabilir, kansızlık saptanabilir ve HLA-B27 (+) bulunabilir. Omurga ve leğen kemiğinin röntgen filmlerinin çekilmesi de tanıda çok yardımcı ve genellikle yeterli olmaktadır.

Egzersiz, hastalığın en önemli tedavi yöntemlerinden birisini oluşturmaktadır. Eklemlere yönelik yapılan egzersizler, bu eklemlerin normal hareketini ve esnekliğini korumada yardımcıdır. Solunum egzersizleri akciğer kapasitesini korur. Uygun yatma ve yürüme pozisyonları, karın ve sırt egzersizleri normal duruş şeklini korumada etkilidir. Yüzme ankilozan spondilit için en yararlı egzersiz şeklidir. Egzersiz programının ana amacı, devam eden iltihabın önlenmesinden çok, hareket kısıtlılığının ve vücut duruş bozukluklarının engellenebilmesidir.

Özellikle kalça eklemindeki iltihaplanmaya bağlı ciddi hareket kısıtlılıklarında bu eklemin protez ile değiştirilmesini sağlayan cerrahi girişimler çok yararlı olmaktadır.

Hastalığın sürekli olduğu unutulmamalı ve tedavinin etkinliği düzenli kontrollerle izlenmelidir.

Belirtiler

- Sırt, baldır, kalça ve diğer sırt eklemlerinde ağrı ve hassasiyet
- sırt bölgesinde özellikle sabahları belirgin olan ve hareket etmekle azalan katılık ve hareket kısıtlılığı
- göğüs bölgesinde rahatsızlık hissi
- diz, ayak bileği ve diğer eklemlerde şişme ve ağrı
- halsizlik, ateş
- iştahsızlık, kilo kaybı
- gözde inflamasyon
- kambur veya düzleşmiş sırt görünümü

Tanı

Normal muayene ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra hastalığın genetik özellikleri bulunduğundan genetik test tanıya yardımcı olabilir. Ancak genetik bulguların saptanması tanıyı kesinleştirmez.

Tedavi

Tedavinin amacı; eklem ağrılarını azaltmak ve omurgalarda meydana gelen veya gelebilecek hasarları geciktirmek / düzeltmektir.

Ağrıyı, sertleşmeleri ve inflamasyonu gidermek için nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçlar kullanılır (aspirin, naproksen gibi). Bu ilaçlar hastaların normal faaliyetlerine devam etmesine yardımcı olur ve ağrıları azaltır. Nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda sulfasalazin veya metotreksat gibi ilaçlar kullanılabilir. Ancak bu ilaçların yan etkileri oldukça fazladır ve çok iyi kontrol edilmeleri gerekir.

Eğer hastada sinirlerinde bir hasar meydana gelmiş ise veya eklem hasarı çok ciddi ise ameliyat yapılır.

Sizin Yapabilecekleriniz

Eğer düzenli postür (duruş) ve solunum egzersizleri yapıyorsanız rahatlıkla normal bir hayat sürebilirsiniz. Fizik tedavi ve egzersiz tedavinin temelidir. Bu konuda bir fizyoterapiste başvurmanız yerinde olur.

Yüzme, sizin için en iyi sporlardan birisidir. Sık sık yüzün.

Sırtınıza ve belinize yük getirecek hareketlerden ve yaralanmaya neden olabilecek sporlardan uzak durun.

Sıcak su banyoları (kaplıcalar) ve sıcak ortamda yapılacak masajlar ağrılarınızı azaltır. Uyuma pozisyonunuzu düzeltin. Düz bir zeminde sırt üstü ve yastıksız yatın (veya çok ince bir yastık kullanın).

Sigara içiyorsanız kesinlikle bırakın. Aksi halde akciğerlerinizin kapasitesi azalacağından son derece güç nefes alıp-verirsiniz.

Ankilozan spondilit nasıl oluşur?

Söz konusu bu eklemlerde ve çevresindeki kasların kemiklere bağlandığı uç kısımlarda, yani tendon ve kirişlerde iltihaplanmanın başlaması ankilozan spondilitin de başlangıcını oluşturur. Konuyu iyi anlamamız için iltihaplanma nedir onu anlamamız gerekecek

İltihaplanma (enflamasyon) nedir?

Vücudun kimyasal ve fiziksel tahriş edicilere veya mikroorganizmaların sebep olduğu bölgesel tahrişe karşı aldığı önlemdir.
Söz konusu bölgede bir şekilde mücadele başladığında, hırpalanmış hücrelerden çıkan maddeler damarın geçirgenliğini arttırır. Dolayısıyla damarda dokuya sıvı sızmaya başlar. Bu arada bücut etkilenen o bölgeye beyaz kan hücrelerini yani akyuvarları gönderir.

Ankilozan spondilitte iltihabi süreci tetikleyen neden tam olarak bilinmese de sonuçları biliniyor. İltihaplanmanın yoğun olduğu kemiklerde ve kasların kemiğe yapıştığı yerlerde başlayan esaslı mücadele sonunda vücut olaya hakim olur, ortalık durulur, mekanizma biraz hırpalanmış olarak normale döner. Kemik doku kendini yenilemeye başlar. Ancak bu süreçte kiriş ve tendonların elastiki yapısı normal halde değildir. Elastikiyet yerini sertleşmeye bırakır.

Bu hastalıkta kronik olarak böyle iltihaplanmalar belirli aralıklarla olmaya devam ettiği için her seferinde biraz daha sertleşen yapı bir süre sonra orada kemiksi bir yapının oluşmasına sebep olur. Bu ise omurgaların ve eklemlerin birbirine yapışmasına ve ileride kaynamasına nednen olur. Sonuçta omurga ve eklemlerin hareketi sürekli azalır. Çok ileri safhalarda eklemlerin kıpırdayacak hali kalmaz.

İşte o zaman kişi eskisi gibi eğilip doğrulamaz, belini sağa sola döndüremez. Çok ileri safhalarda hareketler çok kısıtlı olarak ve ancak vücudun tümüyle beraber yapılmak zorunda kalıınır.

Bu rahatsızlıkta en sık etkilenen bölge leğen kemiği bölgesidir. Ama bel, göğüs ve boyundaki kemikler de farklı zamanlarda etkilenebilir. Vücuttaki tüm omurların birbiriyle kaynaması çok nadirdir.

Ankilozan spondolit hastalığına kimlerde rastlanır?

Bu kronik romatizmal rahatsızlığın görülme ihtimali binde birdir. Bazen kadınlarda da görülmekle beraber erkeklerde daha sıktır. Bu rahatsızlığın hissedilmeye başladığı yaş ise ortalama 20-25 tir. Tabii daha erken veya daha geç de görülebilir.

Ankilozan spondilit hastalığının nedenleri nelerdir?

Bu rahatsızlığın nedeni tam olarak bilinmiyor. Araştırmalarda ankilozan spondilit hastalarının %96 sında HLA-B27 geni olduğu tespit edilmiş. Ankilozan spondilit ile HLA- B27 geni arasında sıkı bir ilişki vardır, ama henüz netleştirilebilmiş değildir. Bu genin, bağışıklık sisteminin omurga ve eklemlere saldırmasına yol açtığı düşünülmektedir.

Ankilozan spondilit otoimmun, yani bağışıklı sisteminin vücudun kendi dokusunu tanmayıp ona karşı savaştığı bir hastalıktır. Nasıl ki alerjik bünyelerde, vücut dışarıdan aldığı bazı gıdala karşı aşırı tepki gösterir; ankilozan spondilitte de bağışıklık sistemi, söz konusu o bölgedeki doku ve organları vücuttan kabul etmeme gibi bir yanlışlığın içine düştüğü ve o bölgedeki kendi dokusuna saldırdığı bir hastalık olduğunu söyleyebiliriz.
Bununla beraber HLA-B27 genine sahip herkeste ankilozan spondilit olacak diye bir kural yoktur.

Bazen ishal veya idrar yolu enfeksiyonlarının bu hastalığı tetiklediği söylenebilir. Önceden belirtiler hafif olup şikayete yol açmazken, bazı tetikleyici etkenler bu hastalığı su yüzüne çıkartabilmektedir.podilit as

Ankilozan spondilit ile alakalı hastalıklar

- Ankilozan spondilit, spondilartropati denilen omurga tutulumu ile seyreden hastalık grubundadır. Diğerleri
- Psöryatik artrit-sedef hastalığı ile beraber giden eklem romatizması
- Enteropatik artrit- bağırsak iltihabı ile beraber seyreden eklem romatizması
- Reaktif artrit- viral veya bakteriyel enfeksiyonlardan sonra görülen eklem romatizması

Bu durumlar, ankilozan spondilit ile beraber, ya da daha önce görülebilir.

Ankilozan spondilit hastalığı ile kireçlenme ( osteoartit) arasındaki başlıca farklar

Her ikisi de eklemleri ilgilendiren rahatsızlık olmakla birlikte, ikis de birbirinden tamamıyla farklıdır. Kireçlenmenin tıbbi tarifi spondilozdur . Bu omurganın aşınmasıyla ilgili bir hastalıkıt ve yaşlanmayla beraber hemen hemen herkesin yaşayabileceği bir sorundur. İltihabi durum belirgin değildir.

Ankilozan spondilit ise, omurga ve eklemlerdeki iltihaplanmanın ardından yeni kemikleşmenin oluşumu ve bu kemiksi yapıların eklemlerin birbirine yapışmasına ve kaynamasına neden olan bir durumdur. Herkeste görülmez, binde bir görülen bir hastalıktır. Kireçlenmenin aksine yaşlılarda değil daha çok gençlerde görülür

Ankilozan spondilit başka eklemlere zarar verir mi?

Vücut bir bütün olduğuna göre, bel omurları ve ekemlerdeki bu deformasyon sistematik olarak vücuttaki bütün eklemleri etkileyecektir.Çünkü vücuttaki bütün eklemler birbirlerine hassas bir orantı ile irtibatlıdır. Ancak ankilozan spondilit, genelilikle kalçada,dizlerde, ve ayak bileklerinde ağrı ve şişliğe neden olabilir.Birçok durumda tedavi sonrası şişlik kalır. Dolayısıyla kalça ekleminin sertleşmesi ve öne eğik bir durumda kalmasının önüne geçebilmek için germe egzersizleri önemlidir.

Ankilozan spondilit hastası olanlar neden topuk ağrısı duyarlar?

Topuk kemiği iki ayrı yerde ağrıya neden olabilir. Topuklarda yaşanan ağrılar sıklıkla ayak tabanında, topuktan 3cm kadar uzak olan bölgede görülür. Bu duruma plantar fasiit denir. Bu bölgedeki şikayet haftalar boyu devam edebilir.

Daha az sıklıkla aşil tendonunun kemiğe bağlandığı yerde olabilir. Giyilen ayakkabının durumuna göre basınç bile ağrıyı arttırabilir

Ankilozan spondilit hastalığının başka organlara etkisi

Ankilozan spondilit gözü nasıl etkiler?
Ankilozan spondilit, iriste ve uveada yani irisin gözün dış duvarına tutunduğu yerde iltihaba neden olabiliyor. Hastaların %40 ını etkileyebilir. İrit ya da uveit denilen bu durumda ilk belirti görüşün hafif bulanıklaşmasıdır. Ama asıl belirti kanlanmış gözlerle beraber keskin bir göz ağrısıdır. Kalıcı olmaması için erken teşhis ve tedavi önemlidir

Ankilozan spondilit kalbi nasıl etkiler?
Ankilozan spondilitin kalbi etkilemesi nadiren olmakla birlikte bazı vakalarda görülen bir durumdur. Bu yüzden birçok vakada hafif şiddette yaşanan tutulum çok kez tespit bile edilmez. Ankilozan spondilit aort kapağının sızmasına yol açabilir ve elektriksel iletimi etkileyebilir. Ancak bu problemler hasta tarafından şikayet olarak hissedilmez.

Ankilozan spondilit akciğerleri nasıl etkiler?
Ankilozan spondilit kişide direk olarak akciğer enfeksiyonuna neden olmaz. Ama kaburga eklemlerini ve kaburgalararası kasları etkilediğinden nefes almak, hapşırmak, öksürmek veya esnemek ağrılı olabilir. Kendini iyi takip eden vir kişi diğer ağrılarla birlikte yaşadığı bu değişikliği hissedebilir.

Sonuçta akciğer tamamiyle havalanmaz. Ankilozan spondilitin geç evrelerinde göğüs kafesi pek genişleyemez ve akciğerlere hava girişi zorlanır. Bu nefes alamayacağınız anlamına gelmez. Diyafram kası çalışmaya devam eder ve midemiz nefes aldıkça hareket etmeye başlar. Ağır yemekler ve sıkı giysiler nefes alırken daha çok çaba harcamanıza neden olabilir. Bu yüzden ağır yemekler ve sıkı giysilerden kaçınmakta fayda var.

Sigara içmemek de çok önemlidir. Çünkü sigara hem nefes almayı zorlaştırır hem de ciddi akciğer enfeksiyonlarına zemin oluşturabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder